Elektrikli araç şarjları ayağınıza geldi: Metin Uçar özel röportajı

''Sürdürülebilir bir yarın inşa etmenin şirketimize, çalışanlarımıza, müşterilerimize, tedarikçilerimize, ortaklarımıza, hizmet verdiğimiz topluluklara ve kısacası hepimize yararlı olacağına inanıyoruz. İşimiz, doğru olanı yapmaya ve dürüstlük ve şeffaflıkla hareket etmeye dayanmaktadır.''

İsviçre'nin Zürih kentinde kurulan, enerji ve otomasyon teknolojisi alanlarında faaliyet gösteren uluslararası bir firma olarak Vikipedi'de belirtilen ABB, aslında bundan çok daha fazlası. Elektrikli araçların şarj ekipmanlarına oldukça kıymet veren ABB, bu alanda belki de en iyi marka konumunda.

Son yıllarda arttırdığı çevresel duyarlılığı ile rakiplerinden dahi takdir toplayan ABB, Formula E sponsorluğu ile bunu yarış pistlerine taşıdı. Tüm bunları ve daha fazlasını ABB Elektrikli Araç Şarj Altyapısı Segment Sorumlusu Metin Uçar ile konuştuk. Haydi başlayalım…

Metin Bey, söyleşimize sizi tanıyarak başlayalım. Metin Uçar kimdir?

1984 yılında Aydın’da doğdum. Kocaeli Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesin Elektronik Öğretmenliği Lisans programını tamamladım. Bina Otomasyonu alanında saha mühendisliği görevi ile iş hayatına başladım. Sonrasında kısa bir süreliğine aydınlatma sektöründe çalıştım. Yaklaşık olarak 7 senedir ABB Elektrik Sanayi A.Ş. firmasında görevini sürdürmekteyim. Son 4 yıldır ise Elektrikli Araç Şarj Altyapısı bölümünde Segment Sorumlusu ve Ürün Müdürü olarak çalışmaktayım. 

Çalıştığınız alana paralel olarak başlayalım o zaman… Elektrik tümüyle yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmiyor bildiğiniz gibi aynı zamanda fosil kaynaklı bir enerji kaynağı. Elektrikli araçlar gerçekten daha mı temiz veya daha mı masum?

Elektrikli Aracınız kömür ile üretilen elektrikle beslense bile, hem CO2 hem de azot oksit, karbon monoksit ve uçucu organik bileşikler gibi geleneksel kirleticiler açısından daha az karbon ayak izine sahipler. Genel emisyon içeriği yalnızca düşük olmakla kalmıyor, aynı zamanda yüksek nüfuslu merkezlerde hava kalitesi için emisyonların yeri ve zamanlaması daha iyidir. Örneğin, 2017’de Almanya’da 1 kWh elektrik üretimi için 489 gramlık bir karbondioksit salınımı yapılmıştı. Buna modern ve kompakt bir elektrikli arabanın kullanımı açısından bakacak olursak kilometre başına 90 gramlık bir karbondioksit emisyonu oluştuğunu söylemek mümkün. Yakıt üretimi ve ulaşım sürecinde ortaya çıkan emisyon da hesaba katıldığında benzinle çalışan araçların iki katı salınım yaptığını görüyoruz.

Fosil yakıtlı araçlar gün boyunca şehrin ortasında kirlilik yayarlar. EA şarjıyla ilgili emisyonlar tipik olarak, nüfusun olduğu merkezlerden uzak tesislerde yoğun olmayan saatlerde gerçekleşir. Elektrik üretimi daha temiz üretim teknolojilerine ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçtikçe, bir EA'nın karbon ayak izi daha da iyileşmektedir. Günümüzde Avrupa’da araçlarını evde şarj ederken güneş enerjisi kullanan EA sahibi sayısı gün geçtikçe artıyor.

Şimdi çalıştığınız kurum olan ABB’ye geçelim… Bize kısaca anlatır mısınız ABB’yi?

ABB küresel bir teknoloji şirketidir. Genel yapısı altında 4 iş koluna ayrılır. Bu iş kolları elektrifikasyon, endüstriyel otomasyon, robot ve imalat otomasyonu, motion'dır. ABB teknolojisi ile hem Türkiye sanayisinde hem de günlük hayatımızda sıkça karşılaşmaktayız. Örnek vermek gerekirse otomobil üretim tesisinde çalışan robotlarımız ile boru hatlarının otomasyon kontrolünde, ulaşım alt yapısının her noktasında ya da bir alış veriş merkezinin enerji altyapısında karışılabilmekteyiz. Şimdi ise sürdürülebilir bir dünya, karbon salınımının azaltılması yönünde çalışmalar çerçevesinde elektrikli araç alt yapısı için Dünya ve Türkiye de öncülük etmekte. Geniş bir ürün portföyü ile ev tipi araç şarj istasyonunda ticari uygulamalarda kullanılan dünyanın en yüksek güçlü şarj ünitesi ile iş ortaklarımıza çözüm sunmaktayız.

Türkiye’de ABB ‘mühendislik’ dediğiniz her noktada var. Bu noktaların en popüleri şu an elektrikli araçların altyapısına dair çalışmalar; bu çalışmalardan biraz bahseder misiniz?

ABB 3 kW dan başlayıp 600 kW a kadar şarj çözümleri sunan; sadece şarj çözümleri sunmakla kalmayıp yatırımınızın ömrünün sonuna kadar maksimum verimle çalışmasını da sağlayacak servis, bakım, izleme hizmetleri sunan; A’dan Z’ye çözüm ortaklarını destekleyen bir firma konumundadır. Şu anda ürettiğimiz şarj üniteleri Dünyanın 90’a yakın ülkesinde kullanılmaktadır. Saha da 400.000 den fazla ünitemiz bulunmaktadır. 

Türkiye’de elektrikli araçların geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sizce elektrik altyapımız buna hazır mı?

Elektrik altyapımızın hazır olup olmadığı maalesef uzmanlık alanım değil. Bu konuda detaylı bilgi veremiyorum. Fakat ABB olarak bizim üzerimize düşen oturup bunları hesaplayıp kara kara düşünmekten ziyade elimizdeki ile ne yapabiliyoruz buna çözüm üretmektir. Bugün yüksek kabiliyete sahip akıllı şarj ünitelerimiz ve enerji yönetim yazılımlarımız sayesinde mevcut altyapınızda değişikliğe gitmeden olanı kullanmanın imkânlarını sunuyoruz. Geleceği beklemekten ziyade var olanı kullandırmayı hedefliyoruz.

ABB elektrikli araçlara birçok açıdan ekipman desteği sağlıyor. Bize bunlardan bahseder misiniz?

ABB dünyada güvenilir ve hızlı şarj istasyonu altyapısı, şebeke güçlendirme ve yenilenebilir enerji üretiminin entegrasyonu ile sürdürülebilir ulaşım ekosistemi için öncülük etmekte. Bu kapsamda 2019 yılında ABB Küresel E-Mobilty Lideri ödülüne layık görüldü. Fosil yakıtlı araçlardan elektrikli araçlara geçiş süreci yeni bir hizmet sektörünü ortaya çıkarmıştır. ABB tüm elektrikli araç şarj standartlarını destekleyen geniş ürün gamı ile öncülük etmekte. ABB şarj altyapısını geliştirme, kurma devreye alma ve bakımını yapma konusunda uzman bir şirkettir. Evde şarj için kompakt AC şarj ünitelerine, yol kenarı hızlı şarj istasyonları için DC ürün portföyüne, elektrikli otobüs ve ağır ticari araçlar için şarj sistemlerine sahiptir.

Elektrikli araçların bataryaları AC ve DC olmak üzere iki şekilde şarj alıyor. ABB hangi yöne daha çok yatırım yapmış durumda?

ABB iki şarj teknolojisinin de birbirinden ayrılamayacağını ikisinin birlikte gelişeceğini düşünüyor. Bu kapsamda DC ünitelerimiz için İtalya da 16.000 metrekare kapalı alanı olan modern yeni bir üretim tesisi kurulmaktadır. Ayrıca geçen senenin başında Çin’de en büyük AC şarj ünitesi üreticilerinden biri olan Chargedot firmasının %67 hissesini satın almak koşulu ile bir yatırım gerçekleştirmiştir. Şangay merkezli Chargedot, 2009 yılında kurulmasından bu yana Çin'deki elektrikli araç üretimine önemli katkılarda bulundu. Şirket, AC ve DC şarj istasyonlarının yanı sıra; EA üreticileri, EA şarj ağ operatörlerinden oluşan bir dizi müşteriye yönelik olarak gerekli yazılım platformları sunmaktadır 
 
Elektrikli araçların şarj üniteleri için ekstra bir altyapıya ihtiyaç var mıdır?

Tüm yüksek güçlü elektrikli cihazlar gibi araç şarj üniteleri de standart kuruluma ihtiyaç duymaktadır. Kurulacak olan lokasyondaki enerji altyapısının, enerji müsaadesinin yeterli olduğunun kontrolü yapılmalıdır. Bunların haricinde elektriksel olarak ekstra bir talebi bulunmamaktadır. 

AC olarak taşınan ve bize ulaştırılan şebekemizden direkt olarak enerjiyi alan şarj ünitelerinde araçlardaki çeviriciler vasıtasıyla DC çevirimi yapılarak bataryalar şarj edilir. DC tip şarj ünitelerinde ise şarj ünitesi çevirimi yaparak bataryanın şarjını sağlar. Bu farkların ışığında kullanıcılar hangisi tercih etmeli ve neden?

Aracınızın şarj süresi direk aracınıza sağlanan güç ile alakalıdır. Bu süreyi ise tolere edebileceğiniz mekânlar vardır. Şarj süresi kadar bekleyemeyeceğiniz yerler bulunmaktadır. Örnek verecek olursak akşam evinize geldiniz akşam 7 ile sabah 7 arasında 12 saat gibi bir süre var. Rahatlıkla aracınızı AC tip bir şarj ünitesine bağlayıp şarj olmasını bekleyebilirsiniz. Fakat şehirlerarası yolculuk yaparken veya bir AVM de alışveriş yaparken hiç kimse yarım saat veya 1 saatten fazla beklemek istemeyecektir. Böyle noktalar içinse DC tip hızlı şarj ünitelerinin kullanımı idealdir. Yani doğru yerde doğru istasyonun planlanması gerekmektedir.

AC ve DC şarj ünitelerinin menzil mesafesi nelerdir? Matematiksel olarak hangisi tercih edilmeli

AC veya DC şarj ünitelerinizin temel farkı birim zaman başına arabanıza sağlayacağı menzil olacaktır. Hangi şarj ünitesinin tercih edileceği için birçok değişken vardır. Şarj ünitesini konumlandıracağınız yerdeki araçların park halinde kaldığı süre, enerji altyapınız, yatırım bütçeniz gibi. Tüm bu soruların cevaplarına göre uygun şarj ünitesi seçimi yapılabilir. 

Neden ABB elektrikli araç ürünleri özellikle şarj üniteleri tercih edilmeli? Sizi farklı kılan nedir ve sizi öneren markalar hangileridir?

Sektördeki 10 yılı aşkın tecrübe ve daha öncesinde güç elektroniği konusundaki bilgi birikimi diyebiliriz. ABB mühendislik anlamında Dünya genelinde öncü firmalardandır. Önceliğimiz etik değerlerimiz çerçevesinde ürünler üretip kullanıcılarımızın deneyimine sunmaktır. Bu görüşümüz bizi diğer markalardan ayıran önemli özelliklerdendir. Dünya genelinde birçok araç üreticisi ile dirsek temasındayız. Bu karşılıklı fikir alışverişi bizim onlardan bilgiler alıp şarj ünitelerimizi şekillendirmemiz, üreticilerinde bizlerden aldıkları bilgiler eşliğinde araç altyapılarını güncellemeleri şeklinde gerçekleşmektedir. 

ABB’nin şarj ünitesi sürecine dair bir soru ile devam edelim… Diyarbakır’da bir elektrikli araç satın aldım diyelim ve bir ‘şarj ünitesi’ kurmak istiyorum. ABB olarak bana ne gibi parametreler sunar ve hangi noktalarda destek sağlarsınız?

Öncelikle konuya ihtiyaçlarınızı anlamak ile başlarız. Bir AC üniteye ihtiyacınız varsa sizi gereksiz yatırıma sokacak ürün teklifinden uzak durmaya çalışırız. Sonrasında altyapınızı kontrol ederiz. Eksik noktalarınızı size bildirir geliştirilmesi konusunda teklif sunarız. Daha sonrasında şarj ünitenizin kurulumunu yetkili servis ekiplerimizce veya partnerlerimiz vasıtasıyla yaptırabiliriz. Ve siz gönül rahatlığı ile emisyonsuz hayata geçiş yapabilirsiniz. Şarj üniteniz ile ilgili herhangi bir problem yaşadığınızda şarj ünitenize uzaktan müdahale edip yerinde servis hizmeti vermeden sorununuzu tespit edip çözüm yollarını size sunabiliriz.

Şimdi de motor sporlarının dünyaya karşı en duyarlısına gelelim… ABB’nin Formula E sponsorluğu süreci nasıl gelişti? Bize detayları anlatır mısınız?

2018’in başından beri şampiyonanın isim ortağı olan ABB, ABB FIA Formula E Şampiyonası’nda büyük bir rol oynuyor. Formula E şampiyonasına dahil olmak şirketin e-mobilite ve şarj çözümleri geliştirme alanında lider duruşunu güçlendirmesi adına küresel teknoloji grubu açısından mantıklı bir adımdı. 86 dan fazla ülkede sattığı 400.000 şarj istasyonu ile ABB, yalnızca dünyanın en büyük kurulumuna sahip olmasının yanında, elektrikli ulaşımdaki çığır açan gelişmeleri beraberinde getiren birçok yeniliğe önayak olmuştur. ABB, liderliğini geliştirmek için ABB FIA Formula E Şampiyonası’nı şarj teknolojilerinin gelişmesine ve test edilmesine ortam sağlayan rekabetçi bir platform olarak kullanıyor.

Formula E’nin teknik boyutunda bir rol üstleniyor mu ABB yoksa yalnızca isim sponsorluğunu mu sürdürüyor?

Tabi ki bu birliktelik bir isim sponsorluğundan çok daha fazlasını içeriyor. Biraz önce de bahsettiğim gibi ABB FIA Formula E platformu bize şarj ünitelerimizi yoğun stres altında test edebileceğimiz mükemmel bir platform sunuyor. Şampiyona ise ABB teknolojisi ile araçlarını şarj etmenin böyle büyük bir bilgi birikiminin yanında olmasının avantajını yaşıyor.

Formula E  bence elektrikli araçların AR-GE merkezi, kaldı ki tüm büyük firmalar takım veya tedarikçi olarak bu organizasyonda bulunuyor. Sizin görüşleriniz nedir bu konuda?

Teker tekere nefes kesici mücadeleler, son anda yapılan göz alıcı geçiş manevraları, keskin virajlara art arda giren araçlar, düzlüklerde ulaşılan son sürat, karizmatik sürücüler. ABB FIA Formula E Şampiyonası motor sporlarının sunduğu her şeye sahip. Hatta da daha fazlasına.

Dünyanın tamamen elektriğe dayalı ilk yarış şampiyonasında bugün, diğer denk şampiyonalara kıyasla daha fazla fabrika takımı yer alıyor. Takımlar, yeni teknolojileri olabilecek en sert koşullar altında test etmek ve motor sporları sayesinde edindikleri bilgileri seri üretim alanına taşımayı istiyor. Dünyamız için eşsiz bir yarış platformu.

Motor sporları kitlesi çok ciddi boyutlara ulaştı Türkiye’de ancak Formula E pek de takip edilmiyor, örneğin Formula E Türkiye yarışı olursa ilgi arttırılabilir… ABB olarak Türkiye ve Formula E ilişkisini geliştirme noktasında bir girişiminiz var mı?

Şirketimden bağımsız, şahsi olarak böyle bir yarış organizasyonunu ülkemde görmek çok isterim. Hem insanlara Elektrikli yaşamın korkulmayacak bir durum olduğunu göstermek hem de ülkemizin tanıtımı açısında eşsiz bir fırsat olarak görüyorum. Bildiğiniz üzere Formula E’nin en büyük amaçlarından biri yarışların yarış pistinden ziyade şehir sokaklarında yapılarak emisyonsuz ulaşımı insanlara tanıtmaktır. Tarihi Yarımada’da böyle bir yarışı izlemek isterdim.

Son olarak… ABB’nin Formula E dışında çevresel duyarlılığı arttırmak adına yaptığı girişimlerden bahseder misiniz? 

Formula E dışında ABB, Jaguar i-Pace Trophy’nin de sponsoru konumundadır. Jaguar i-Pace Trophy özel üretim olmayan seri üretim araçların elektrikli mücadelesini gösteren bir organizasyondur. Bunu da bu kapsamda değerlendirebiliriz. Lider teknolojilerimiz aracılığıyla, dünyanın enerji zorluklarını ele alıyor, endüstrinin dönüşümüne enerji veriyor ve düşük karbonlu bir toplum sağlamak için dünya çapındaki müşterilerimizi ve ortaklarımızı desteklemek için yaptığımız her şeye sürdürülebilirliği yerleştiriyoruz. Sürdürülebilir bir yarın inşa etmenin şirketimize, çalışanlarımıza, müşterilerimize, tedarikçilerimize, ortaklarımıza, hizmet verdiğimiz topluluklara ve kısacası hepimize yararlı olacağına inanıyoruz. İşimiz, doğru olanı yapmaya ve dürüstlük ve şeffaflıkla hareket etmeye dayanmaktadır.

EA: Elektrikli Araç – DC: Doğru Akım – AC: Alternatif Akım

ABB'ye elektrikli araçların gelişimine sağladığı katkı ve çevreye karşı duyarlılığı; Metin Uçar'a da değerli cevapları için teşekkür ediyoruz.

Exit mobile version