''Dağıtım şirketlerinin kendi hizmet bölgelerinde doğal tekel konumunda olmaları rekabete kapalı bir alan oluşturuyor. Bu da bizlerin günlük hayatımızda alışık olduğumuz, rekabetin yoğun olduğu sektörlerde gördüğümüz pazarlama ve reklam stratejilerinden elektrik dağıtım sektörünü ayırıyor.''
2009 yılında YEDAŞ ihalesini 441,5 milyon $ bedelle kazanan Çalık Enerji ile özelleşerek Genel Müdürlüğü Samsun’a kurulan Yeşilırmak EDAŞ; Çorum, Ordu, Amasya, Sinop illerinde en küçük yerleşim birimine kadar yaklaşık 1,8 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmetini kaliteli ve kesintisiz şekilde sunuyor. Geçtiğimiz aylarda yaşanan sel felaketinde de özveri ile çalışan Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin Genel Müdürü Hasan Yasir Bora ile sel felaketinden müşteri memnuniyetine ve teknolojiye uzanan dolu dolu bir röportaj gerçekleştirdik. Başlayalım…
Hasan Yasir Bey, bilmeyenler için röportajımıza sizin tanımakla başlayalım… Kimdir Hasan Yasir Bora?
74’ doğumluyum. 1996 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra;1998-2000 yılları arasında Sakarya Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi ve ardından 2012-2014 yılları arasında da MBA eğitimini tamamladım.
Çalışma hayatıma 1996 yılında İGDAŞ İstanbul Gaz Dağıtım A.Ş.’de başladım. 2004 yılında Arsan Doğalgaz Dağıtım Şirketi’nde Proje Koordinatörü olarak devam ettim. 2007 yılında Kayserigaz’da çalışmaya başladım. 2010-2017 yılları arasında Genel Müdür olarak görev aldım. 2017 yılında EWE Turkey Holding A.Ş.’de Operasyondan sorumlu Genel Müdür (COO) olarak atandım. Son olarak mevcut rolü ile birlikte Bursagaz A.Ş. ve Kayserigaz A.Ş. şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkanlığını da yürüttüm. 20 yılı aşkın süredir enerji sektörünün çeşitli alanlarında deneyimim bulunuyor. 1 Ağustos 2019 itibarıyla YEDAŞ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevime devam ediyorum.
Çok yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, kendinizi aktif tutmak için neler yaparsınız; zihinsel dinginliği nasıl sağlıyorsunuz?
Kendimi aktif tutmak için müzik dinler, kitap okurum. Hızla gelişen ve değişen süreçlerin içerisindeyiz. Bu nedenle de sektörümüzle alakalı güncel bilgileri takip ediyorum. Spor dalında da tenis ile ilgileniyorum. Fiziksel ve bedensel olarak bu faaliyetleri gerçekleştirerek kendimi aktif tutuyorum.
Söylediğiniz gibi teknoloji gerçekten hızla gelişiyor. Değişimi daha net gözlemlemek için 5-10 yılda geldiğimiz noktaya bir bakalım… Gelişmiş mobil uygulamalar, bulut teknolojileri, uzaktan çalışma hayatımıza dahil oldu. Teknoloji sadece bir ürün değil; bizim teknolojiyi değiştirdiğimiz gibi, teknoloji de bizi değiştiriyor. Müşterilerimiz ve çalışanlarımız ile etkileşimimi yeniden tanımlıyor, iş yapış şeklimizi eviriyor. Daha çok müşteri, verimlilik ve çözüm odaklı platformlar oluşturulmasında teknolojiyi temel alıyoruz. Biz yöneticiler açısından, hedeflerimize ulaşmak kullandığımız enstrümanlar arasında teknolojinin özel bir yeri ve önemi var. Teknolojiyi edinmek sadece ürün satın alarak mümkün değil; etkin şekilde kullanabilmek için yetkin personel, iş ortakları edinmek de önemli.
Yönettiğiniz bir ekip var ve sürekli iletişim halindesiniz. Sizce iyi bir ‘ekip’ olmanın/oluşturmanın şartları nelerdir? İyi bir yöneticilik nasıl yapılır?
Evet sürekli iletişim halinde olduğum harika bir ekibim var diyebilirim. Bu ekip, yöneticilerimizden saha çalışanlarımıza kadar tüm çalışma arkadaşlarımın oluşturduğu ve her gün başarılı işlere imza atan “YEDAŞ Ekibi”. Zaten ortada bir başarı var ise bu başarının arkasında her zaman harika bir ekip yatar ve bu formül, uluslararası dev şirketlerden yeni kurulan girişimlere; her yerde geçerlidir.
Ekip olabilmenin bana göre üç temel unsuru bulunuyor:
En önemli unsurlardan ilki: karşılıklı güven ve saygı ortamının oluşturulmasıdır. Karşılıklı güven ve saygı ortamının oluşturulduğu şirketlerde her bir çalışan kendisini değerli hisseder, sorumluluklarını güvenle yerine getirir ve katma değer sağlar.
İkinci temel unsur, ekip üyelerinin ortak bir hedefte ya da bir başka deyişle vizyonda birleşmeleri ve bu vizyonu hayata geçirmek için motive olmalarıdır. Ortak bir vizyon etrafında bir araya gelebilmek, ekipleri yalnızca birlikte çalışmakta olan bireyler topluluğundan ayrıştıran ve sinerjiyi ortaya çıkartan en önemli unsurdur.
Son olarak da iletişimin etkin bir biçimde sağlanabildiği bir ortam yaratmaktır. Çünkü iletişim, çatışmayı ortadan kaldırır, üretkenliği artırır, inovasyonu destekler.
Kamu hizmeti sağlayan ‘özel’ şirketler aslında halk tarafından hâlâ devlet kurumu olarak tanımlanıyor… Sizce YEDAŞ bunu yıkabildi mi?
Ülkemizde elektrik dağıtım hizmetinin hikayesine baktığımızda, 1970 yılında Türkiye Elektrik Kurumu (TEK)‘nun kuruluşu ile şirketlerin görev bölgeleri ve belediye sınırları dışında tüm yurtta elektriğin üretim, iletim, dağıtım ve satış hizmetlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi adına çalışmalara başlanmış. Sonrasında üretim, iletim ve dağıtım hizmetleri ayrı çatılar altında yürütülmeye başlanmıştır. 2004 yılındaki özelleştirme kararları ile birlikte elektrik dağıtım hizmeti bugün olduğu gibi özel sektörün temsilcileri tarafından yürütülüyor. Böyle bir hikâyenin olduğu yerdeki kamu hizmeti algısını yıkmak başta pek tabi kolay olmadı. İfade ettiğiniz gibi dağıtım şirketleri olarak sunduğumuz hizmetin bir kamu hizmeti mahiyetinde olması ve faaliyet gösterdiğimiz bölgelerde hizmet sağlayıcı olarak tekel konumunda bulunmamız sebebiyle bu algının değişmesi oldukça güçleşiyor. Buna rağmen bölgemizin kırsal olarak ifade edebileceğimiz hizmet alanlarında nispeten devam etmekle birlikte şehir merkezlerinde ‘özel şirket’ olgusunun büyük oranda oluştuğunu söyleyebiliriz. Yaptığımız bilgilendirme çalışmaları ve tüketicilerin aldığı hizmet ile gelinen noktada dağıtım hizmetinin özel sektör tarafından yürütüldüğü daha verimli ve dinamik bir yapı kazandırıldığı bilinmektedir.
Küresel çapta nüfusun artışı, kaynakların azalması ve çevre faktörlerine bakıldığında enerji çok önemli bir noktaya geldi. Karbon salınımları ve fosil yakıtların çevreye olumsuz etkileri nedeniyle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı odak noktası haline geldi. Artık devletler bu konuda çok ciddi düzenlemeler hazırlıyor, hayata geçiriyor. Hal böyle olunca elektrik enerjisinin dağıtımı da tüketici ihtiyaçları çerçevesinde hızlı, kaliteli ve güvenli olmak zorunda. Enerjinin hayatımız da bu denli önemli bir konuma sahip olduğu yerde sektörün konuşulması olağan olduğunu düşünüyorum.
Elektrik Dağıtım sektöründeki şirketler aslında pazarlama ve reklam noktasında bir adım geride durmayı tercih ediyor. Sizce bu durum zaten var olan müşterilerden kaynaklı mı yoksa zaten kamu dalı olan bir işin buna ihtiyaç duymamasından kaynaklı mı?
Dağıtım şirketlerinin kendi hizmet bölgelerinde doğal tekel konumunda olmaları rekabete kapalı bir alan oluşturuyor. Bu da bizlerin günlük hayatımızda alışık olduğumuz, rekabetin yoğun olduğu sektörlerde gördüğümüz pazarlama ve reklam stratejilerinden elektrik dağıtım sektörünü ayırıyor. Buna rağmen YEDAŞ olarak bizler, sosyal medya hesaplarımızdan paylaşımlarda bulunarak ya da çeşitli sosyal sorumluluk projelerimizde müşterilerimizle bir araya gelerek hizmetlerimizi müşterilerimize aktarmaya ve aramızdaki iletişimi artırmaya yönelik faaliyetlerde bulunmaya gayret gösteriyoruz.
Verdiğimiz hizmetin temelinde elektrik dağıtımı olduğu doğrudur. Ancak saha operasyonlarımız ile tüketiciler ile çok fazla temas noktamız bulunuyor. Bu nedenle her bir temas noktasında tüketicileri memnun etmek için ayrı çaba sarf etmemiz gerekiyor. Örneğin çağrı merkezimiz, tüketici aradığı anda en kısa sürede bir agent ile iletişime geçip talebinin en doğru ve hızlı bir şekilde çözmeniz gerekiyor. Özellikle içinde bulunduğumuz pandemi dönemi gibi mesafelerin anlam kazandığı zamanlarda tüketicilere farklı kanallardan hizmetinizi aksamadan verebilmek çok kıymetli. Bunu yaparken çağrı merkezi, WhatsApp, web sitesi, WeCall kanallarından her an tüketicilerimizi dinliyoruz.
Müşteri memnuniyeti demişken, elektrik dağıtım sektöründe kesintisiz enerji, sağlıklı enerji, küçük ek tesisler ve deplase gibi doğrudan müşteri memnuniyetini etkileyen iş kalemleri mevcut. Bu süreçleri nasıl yönetiyorsunuz ve sizce ne kadar kıymetli?
Elektrik dağıtım hizmeti verdiğimiz tüm illerimizde, kullanıcılarımızın memnuniyeti ile birlikte, kaliteli ve sürdürülebilir elektrik enerjisi sunabilmek öncelikli hedefimiz. Bu nedenle bizler için çok kıymetli. Bahsettiğiniz iş kalemleri ile birlikte müşterilerimize temas eden diğer tüm faaliyetlerimizde elimizden gelenin en iyisini yapma gayretindeyiz. Hizmet kalitesini artırmak adına şirketimiz özelleştirme tarihinden bu yana çok ciddi yatırımlar gerçekleştirdi. Benzer şekilde önümüzdeki yıllarda da bölgenin ve şebekemizin ihtiyacına uygun, hizmet kalitesini artıracak yatırım ve bakım faaliyetlerimize ara vermeden devam etmeyi planlıyoruz. Öte yandan müşterilerimizden gelen talepleri karşılama noktasında kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanma ve azami olarak tabi olduğumuz mevzuatlarda öngörülen süreler içerisinde bu talepleri karşılama noktasında oldukça titiz bir süreç yürütüyoruz. Sorumluluk sahamızda, 40 farklı lokasyonda bulunan 860 kişilik arıza onarım ve bakım ekiplerimizle, tüm elektrik arıza bildirimleri, aydınlatma ihbarları ve bakım onarım taleplerine hızlı bir şekilde müdahale edebilmekteyiz. Bununla birlikte SCADA ve AGİS sistemlerimiz ile şebekede meydana gelen arızayı, bölgeden herhangi bir arıza bildirimi gelmese dahi görebilmekte ve uygun ekipleri anlık sevk edebilmekteyiz.
Selden etkilenen bölge halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, umarım böyle bir afet tekrar yaşanmaz. Birçok noktada şebekemizde ciddi hasarlar meydana geldi. Afetin ilk gününde ulaşımdaki aksaklıklar halledilir halledilmez tüm ekiplerimizle bölgeye hızlı bir şekilde intikal ettik. Afetin yaşandığı ikinci gün, Ayancık ve Türkeli ilçelerimizin şehir merkezlerinin tamamına enerji verebildik. Ancak köylerimiz için aynı durum pek de mümkün olmadı. Kırsal şebekeye ulaşımda kullandığımız birçok yol ve köprünün hasar alması, köylerimize erişimimizi, malzeme ve ekip sevk etmemizi olanaksız kıldı. Bu noktada, karayolu ile ulaşımın mümkün olmadığı köylerimize, malzeme ve ekip sevki için hava yolu kullanmaya başladık. Ekiplerimiz ile birlikte geçici enerji alabilmek için kullandığımız jeneratörlerimizin köylerimize sevkiyatını helikopterler ile gerçekleştirdik. Bu süre zarfında yaklaşık 400 personel ve 100 araçlık ekibimiz, büyük özveri ile çalıştı. Solunum cihazına bağlı yaşamını sürdüren kritik kullanıcılarımız için anında jeneratörler tesis edildi ve bölgede yaklaşık 200 adet jeneratör bu amaçla kullanıldı. Yıkılan direkler, hasar gören köprüler üzerinden insan gücü ile çekilerek nakledilmeye çalışıldı. Tüm bu çalışmalar esnasında desteklerini esirgemeyen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız, Jandarma Genel Komutanlığımız başta olmak üzere tüm kurumlarımıza teşekkür ederiz.
Biz de geçmiş olsun dileklerimizi tekrar iletelim bu vesile ile… Peki, elektrik dağıtım sektöründe teknolojiyi ne ölçüde ve nerelerde kullanıyorsunuz? Devam eden teknolojik projeleriniz var mı?
Milyonlarca insana, kesintisiz hizmet vermek ancak teknoloji maharetiyle mümkün olabiliyor. Temel ihtiyaçlarımız olan iş sürekliliği, veri güvenliği, müşteri memnuniyeti, şeffaflığın ve raporlanabilirliğin sağlanabilmesi ve verimin artırılması amacıyla farklı teknolojilere yatırım yapıyoruz. Bu yatırımları yaparken de deneyimlenmiş güncel ürünlere, olgunlaşmış çözümlere odaklanıyoruz.
Bu yatırım döneminde Yedaş 5.0 olarak adlandırdığımız dijital dönüşüm odaklı yol haritamızda özellikle altyapının yenilenmesi, bilgi güvenliğinin artırılmasına ve iş yapış şeklimizin dijitalleşmesine önem veriyoruz.
Veri merkezlerine konumlanan coğrafi yedeklenen altyapılar ile ERP’den coğrafi bilgi sistemlerine, saha iş gücü yönetim yazılımından, pandemi döneminde yoğun kullandığımız çevrimiçi kolibrasyon platformlarına kadar teknolojiyi yaygın olarak kullanıyoruz.
Hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Ofisi ile süreçlerimizi değerlendiriyor, teknoloji ile nasıl harmanlayabilir, katmadeğer oluşturabiliriz diye beyin fırtınaları gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmaları yaparken de sektörde fark yaratma ve model şirket oluşturma vizyonu ile değerlendiriyoruz.
Gelelim aday değerlendirmelerine… Şirketinizdeki işe alım- staj süreciniz nasıl işliyor, yetenek testi uygulanıyor mu?
İşe alım sürecimizde, en başta alım yapılacak pozisyonun gerektirdiği öğrenim durumu, teknik bilgi ve beceri ile tecrübe ve yetkinlikler bizim için ayırt edici oluyor. Ayrıca, “Değerlerimizi” işe alım sürecinin merkezinde tutuyor, Şirket kültürümüze uyum sağlayabilecek adayları tercih ediyoruz. İşe alım faaliyetlerinde yeni mezun veya deneyimli adaylarımız için pozisyon gerekliliklerine göre; sözel ve sayısal yetenek testleri, yabancı dil sınavı, vaka çalışmaları, değerlendirme merkezi uygulamaları, kişilik envanterleri, yetkinlik bazlı mülakatları değerlendirme araçları olarak kullanılmaktayız.
Yönetici ve üstü pozisyonlar için uygun adayları belirleme ölçütleriniz nelerdir?
Yönetici ve üstü pozisyonlar için belirleme ölüçütümüzde, temel seviyelerde kullandığımız ölçüm araçlarımızın yanı sıra Çalık DNAsı adını verdiğimiz yetkinlik setlerimiz de yer alıyor.
“Yeteneği geliştirmek” , “başarılı ekipler oluşturmak”, “değişime öncülük etmek”, “şirketin geleceğini şekillendirmek” ve “ilham vererek yönetmek” yöneticilerimizde aradığımız yönetsel yetkinliklerdir.
COVID-19 salgını sonrası hayatımıza giren ‘Pandemi’ ile birçok alanda radikal değişimler yaşandı. Bu süreç sizi ve iş süreçlerinizi nasıl etkiledi?
Düşünün ki, 7 gün 24 saat kaliteli ve kesintisiz bir hizmet sunmak durumundayken, aniden Pandemi süreci başlıyor ve sorumluluğunuz çok daha fazla artıyor çünkü insanlar evden çalışmaya başlıyor, eğitim evden yapılmaya başlıyor, birçok hizmet uzaktan sunulmaya başlanıyor. Elektrik enerjisinin daha da hayati bir konuma geldiği bu süreçte iyi bir kriz yönetimi yapmalısınız ve kaynaklarınızı çok etkin kullanmalısınız. Teknoloji alt yapımız ve yetkin insan kaynağımızla biz bu sürece çok hızlı adapte olduk diyebilirim. Hızlıca oluşturduğumuz “Kriz Koordinasyon” yapımızda proaktif davranmak önceliğimizdi. Bu dönemde “Covid-19 Güvenli Hizmet Belgesi” ve “Kurumsal Risk Yönetimi” belgesini alarak sektörümüzde ilklere imza attık. Ekibimle beraber aldığımız birçok kararı geriye dönüp değerlendirdiğimde doğru zamanlama ile doğru adımlar atmışız diye düşünüyorum.
Normalleşme sürecine girmiş olsak da dediğimiz gibi pandemi hayatımızın bir parçası olarak kalacak gibi duruyor. Varyantlar, aşılar, karantinalar… Önümüzdeki dönemi nasıl yönetmeyi planlıyorsunuz?
Pandemi süreci ani bir biçimde uzaktan çalışmayı hayatımıza soktu diyebilirim. Bu süreçte, ofisten yönetilen çeşitli süreçlerin uzaktan da rahatlıkla yapılabildiğini ve hatta verimliliğin dahi bazı noktalarda arttığını gördük. Önümüzdeki dönemde uzaktan çalışma veya hibrit çalışma modelleri hayatımızda kalmaya devam edecek. Risk yönetimi bizim için gündemin en üst sıralarında olacak. Pandemi sürecinde kurmuş olduğumuz “Dijital Dönüşüm Ofisi” hız kesmeden çalışmalarına devam edecek. Özetle, misyonumuza uygun bir biçimde; kaliteli ve kesintisiz hizmet sunarak, sorumluluk aldığımız her alanda müşterilere ve tüm paydaşlara değer katmaya devam edeceğiz.
Son olarak klasikleşen final sorumuzu soralım… Kimler ‘enerji’ sektörünü tercih etmeli? Kariyerine yeni başlayan veya bu alanı düşünen kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Dünya enerji gündeminde bir yandan fosil yakıtlardan, yenilenebilir enerji ve alternatif enerjilere kayış konuşulurken, diğer yandan da enerji talebinin her geçen gün hız kesmeden artacağı, özellikle de elektriğin enerji talebi içerisindeki payının katlanarak yükseleceği öngörülmektedir. Enerji depolama teknolojileri, akıllı şehirler ve elektrikli araçlara geçiş gibi bir çok proje yakın gelecekte hayat bulmaya başlayacak. Bu öngörüden hareketle, sektörümüzün gelecekte de en trend sektörler listesinde ilk sıralarda olmaya devam edeceği değerlendirilebilir. Bilgi teknolojileri ve mühendislik alanlarında eğitim alan, teknolojik dönüşüm ve inovasyonun kalbinde yer almak isteyen genç yeteneklerin tercihi “enerji sektörü” olmalıdır.
YEDAŞ'a tüm çalışmaları ve sel felaketinde takındığı duruş ve özveriden dolayı; Hasan Yasir Bora'ya da değerli cevaplarından ötürü enerji360 ekibi olarak çok teşekkür ederiz.