ABB’ye dair her şey: Emre Güler özel röportajı

İsviçre’nin Zürih kentinde kurulan, enerji ve otomasyon teknolojisi alanlarında faaliyet gösteren uluslararası bir firma olarak Vikipedi‘de belirtilen ABB, aslında bundan çok daha fazlası. Elektrikli araçların şarj ekipmanlarına oldukça kıymet veren ABB, bu alanda belki de en iyi marka konumunda.

Son yıllarda arttırdığı çevresel duyarlılığı ile rakiplerinden dahi takdir toplayan ABB, Formula E sponsorluğu ile bunu yarış pistlerine taşıdı. Tüm bunları ve daha fazlasını ABB Elektrifikasyon Segment Satış Müdürü Emre Güler ile konuştuk. Haydi başlayalım…

Emre Bey, söyleşimize sizi tanıyarak başlayalım. Emre Güler kimdir?

2001 ylında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Müh. bölümünden mezun oldum. Askerlik görevim sonrası 2003 yılında Tümpa Elektrikte iş hayatına başladım. Sırasıyla Omron ve ABB’de iş hayatımı sürdürdüm. 2008 Ocak ayından beri ABB’de çalışmaya devam ediyorum. Bugüne kadar kanal yönetimi, ürün satışı, proje satışı gibi bir çok farklı görevde yer aldım. Şimdi de ABB Türkiye Elektrifikasyon İş kolunda Segment Satış Müdürü olarak görev yapmaktayım.

Hangi özelliğinizi gördüğünüz için bu mesleği tercih ettiniz ve sizce kimler bu mesleği tercih etmeli?

Mühendis olma isteği her zaman teknolojiye olan ilgimden kaynaklandı. Son 30 yıllık teknolojideki değişimleri düşündüğümüzde heyecan verici bir çok gelişme oldu. Aynı zamanda strateji üretme, iş geliştirme gibi konularda hoşlandığım alanlar. Şu an ABB’de her iki ilgi alanımı kapsayan bir görev yapıyor olmakta keyifli.

Meslek tercihi zor bir karar. Genç arkadaşlarımıza kendi kişisel özelliklerine, ilgi alanlarına uygun meslek seçmelerini tavsiye ederim.

Tecrübelerinizi ve olduysa bir görevden diğerine geçiş kararınızı nasıl verdiğinizi paylaşabilir misiniz?

20 yılı aşkın süredir profesyonel hayattayım. Bir çok farklı görev ve pozisyonda çalıştım. Kararlarımın temelinde her zaman değişim ve gelişim isteği yatmakta. Heyecan ve öğrenme isteği de benim açımdan önemli unsurlar. Kısa, orta ve uzun vade planlamalarımı yaparken kendime hedefler koyup bireysel takip yapmaktayım.

Şimdi çalıştığınız kurum olan ABB’ye geçelim… Bize kısaca anlatır mısınız ABB’yi?

ABB küresel bir teknoloji şirketidir. Genel yapısı altında 4 iş koluna ayrılır. Bu iş kolları Elektrifikasyon, Endüstriyel otomasyon, Robot ve İmalat otomasyonu, Hareket‘ tir.‘ ABB teknolojisi ile  hem Türkiye sanayisinde hem de günlük hayatımızda sıkça karşılaşmaktayız. Örnek vermek gerekirse otomobil üretim tesisinde çalışan robotlarımız ile, boru hatlarının otomasyon kontrolünde, ulaşım alt yapısının her noktasında ya da bir alışveriş merkezinin enerji altyapısında karışılabilmekteyiz.

Türkiye’de ABB ‘mühendislik’ alanındaki neredeyse her noktada var. Bu noktaların en popüleri şu an elektrikli araçların altyapısına dair çalışmalar, bu çalışmalardan biraz bahseder misiniz?

ABB dünyada güvenilir ve hızlı şarj istasyonu altyapısı, şebeke güçlendirme, enerji depolama ve yenilenebilir enerji üretiminin entegrasyonu ile sürdürülebilir ulaşım ekosistemi için öncülük etmekte. Fosil yakıtlı araçlardan elektrikli araçlara geçiş süreci yeni bir hizmet sektörünü ortaya çıkarmıştır. ABB tüm elektrikli araç sarj standartlarını destekleyen geniş ürün gamı ile öncülük etmekte. ABB şarj altyapısını geliştirme, kurma devreye alma ve bakımını yapma konusunda uzman bir şirkettir.  Tüm uygulamalara yönelik (ev tipi, ticari, otobüs, ağır taşıt ..) AC ve DC cihazları kapsayan geniş bir ürün portföyüne sahiptir.

Türkiye’de elektrikli araçların geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sizce elektrik altyapımız buna hazır mı? Ben bir elektrik dağıtım şirketi çalışanı olarak buna pek de olumlu bakamıyorum maalesef.

Türkiye’de elektrik araçlara ilgi her geçen gün artmakta. TOGG ticari olması ile daha da üst seviyeye çıkacaktır. Şehir içi ulaşımda otobüsleri, nakliye de hafif ticari ve ağır vasıtaları da düşündüğümüzde gelişime açık bir süreç var.

Elektrik altyapısı birkaç farklı açından bakılması gereken bir konu. Yeni yapılan üst yapı projelerinin birçoğunda elektrik araç altyapısı artık planlanır hale gelmiş durumda.  Ticari kullanım için planlanan yüksek güçlü DC şarj üniteleri için keşif yapılıp, enerji alt yapılarının gözden geçirilmesi gerekmekte. Elektrikli araçların sayıları ve oranları arttıkça, ve bu araçların şarj gereksinimlerini temiz, yenilenebilir enerji ile sağlamak istediğimiz noktada, sınırlayıcı faktör şebeke ve kurulu güç olacaktır. Son dönemde yenilenebilir enerji üretimine verilen teşvikler ile bu konuda gelişim kat edilmekte.

Şebekenin yeterli olmadığı yerlerde ABB’nin alternatif çözümleri var mı ?

Şebeke ve kurulu sistemimizde limitli güç var ise enerji depolama çözümlerimiz ile bu sorunu ortadan kaldırabilir. Ecoflex e-house çözümümüzle enerji depolama, güneş enerjisi ve yüksek hızlı şarj ünitelerini entegre edebiliyoruz. Maksimum 900 kW kadar kurulum yapılabiliyor.  Sağladığı avantajlar ihtiyaca göre dizayn edilmesi, tak çalıştır bir sistem olması, saha işçiliğini azaltması, ihtiyacınıza göre farklı noktalara taşınabilmesi

Elektrik Dağıtım şirketleri demişken… Elektriğin kalitesi tüm ekipmanlar için oldukça kıymetli, bu bağlamda teknik olarak dağıtım şirketleri ile görüşüyor musunuz? Süreç ne durumda?

ABB olarak sektördeki tüm paydaşlarla görüşüp teknik destek veren ekibimiz var. Ayrıca bölgesel olarak düzenlediğimiz seminerler, online eğitimlerimizle gelişen teknolojiler hakkında bilgilendirme yapıyoruz. Enerji dağıtım şirketlerinin alt yapı yatırımları da devam etmekte.

Elektrikli araçların şarj üniteleri için ekstra bir altyapıya ihtiyaç var mıdır?

Bu nasıl bir yatırım yapacağınız ile doğrudan ilgili bir konu. Kaç adet cihaz kurulacak , AC mi DC mi ? gibi soruların cevaplarına göre altyapı yatırımı netleşebilir. Health & Safety bakımından uzman kişiler tarafından değerlendirilmesi gereken bir konu.

Neden ABB elektrikli araç ürünleri özellikle şarj üniteleri tercih edilmeli? Sizi farklı kılan nedir ve sizi öneren markalar hangileridir?

Yukarıda da belirttiğim gibi Elektrikli araçların sayıları ve oranları arttıkça, ve bu araçların şarj gereksinimlerini temiz, yenilenebilir enerji ile sağlamak istediğimiz noktada, sınırlayıcı faktör şebeke ve kurulu güç olacaktır. Bu sınırlı kurulu güç ile teknik olarak en doğru şekilde ihtiyaçlarımızı karşılamamızın bize göre iki ana çözümü bulunmaktadır; yük yönetimi ve çift yönlü çalışan cihazlar. ABB olarak bugün şarj istasyonu ürün gamımızdaki tüm ürünler şebeke ile haberleşen ve yük yönetimi yapabilen ürünlerdir. V2G (vehicle to grid) dediğimiz, bu aşamada öncelikle ülkelerin konu ile ilgili mevzuata hazırlık yapmalarını da gerektirecek, araçtaki depolanmış enerjiyi şebekeye geri verme özelliği olan cihazlarımız ise 2023 ikinci çeyreğinde Türkiye pazarına sunulacaktır. Bu noktalar göz önünde bulundurulduğunda, ABB şarj istasyonları, sadece araçların şarj olmasını sağlayan cihazlardan öte, şebekeyi yormayan, şebeke ile haberleşen ve gerektiğinde şebekeye yardımcı/destek olabilen akıllı cihazlardır. Bu yatırım kısa vadeli olmaktan öte, uzun vadeli bir yatırımdır. ABB olarak en sağlıklı ve uzun vadede teknolojik ürünleri elektrikli araç sürücülerine sunmaktayız.

Şimdi de motor sporlarının dünyaya karşı en duyarlısına gelelim… ABB’nin Formula E sponsorluğu süreci nasıl gelişti? Bize detayları anlatır mısınız? ABB Formula E’nin teknik boyutunda bir rol üstleniyor bildiğim kadarı ile 3. nesil araçlar da şu an yarışıyor. Yeni araçların gelişim sürecinde de ABB katkı sağladı mı?

ABB FIA Formula E Şampiyonası, en yeni elektrifikasyon ve dijital teknoloji dalında doğal olarak yolları kesişmektedir. ABB’nin dünyayı dünyayı tüketmeden çalıştırma konusundaki kararlılığını mükemmel bir şekilde destekliyor. Sürdürülebilir bir gelecek inşa ederken, dünya çapındaki müşterileriyle buluşmak için eşsiz bir fırsat sunan Formula E, sürdürülebilir taşımacılık ve spor alanındaki en heyecan verici gelişmelerden biridir.  ABB, dünyanın en büyük hızlı şarj istasyonları olan elektrikli araç şarj çözümlerinde dünya lideridir. Dünyanın ilk tam elektrik uluslararası FIA motor sporları serisi olan ABB Formula E, e-mobilite ile ilgili elektriklendirme ve dijitalleştirme teknolojilerini test etmek ve geliştirmek için rekabetçi bir platform olarak hizmet veriyor. Kuvvetleri birleştirerek, e-hareketliliğin sınırlarını zorlamak için ideal olarak Konumlandırılacaktır. Birlikte, büyük bir sporun bir sonraki bölümünü yazıyoruz ve yüksek performanslı ekipleri teşvik ediyoruz. Biz‘ de ABB Türkiye Elektrifikasyon iş kolu olarak ABB Formula E‘nin ülkemizdeki tanıtımını destekleme ve elektrikli araç şarj alt yapısının kullanımını teşvik etmek amacıyla son 2 yıldır, FIA‘nın da desteğiyle e-spor dalında ABB Formula E Türkiye Dijital Şampiyonasını organize etmekteyiz.

Birkaç soru ile bitirmek istiyorum… ABB’nin Türkiye pazarındaki hedefini tanımlamanızı istersem eğer…

ABB olarak sadece Türkiye’de değil tüm Dünya’da, fiziksel ve dijital dünyaların birleştiği, operasyonları daha güvenli, daha akıllı ve daha üretken hale getirdiği bir gelecek tasavvur ediyoruz. Sektörlerin dönüşümüne teknolojimiz ile destek olarak, daha refah ve sürdürülebilir bir gelecek yaratmaya yardımcı oluyoruz.

Son olarak… ABB’nin çevresel duyarlılığı arttırmak adına yaptığı girişimlerden bahseder misiniz?

Sürdürülebilirlik, şirketimizin amacı ve tüm paydaşlarımız için yarattığımız değerin önemli bir parçasıdır. Sürdürülebilirlik konusunda ABB 2022 yılı sonuç raporunu yayınladı ( https://sustainabilityreport.abb.com/2022/ ). Bu raporda düşük karbonlu toplum, kaynakların korunması, sosyal ilerleme ve etik bütünlük ve şeffaflık konularında tüm ilerlemeleri görmemiz mümkün.

ABB olarak, sürdürülebilir kalkınmanın gelecek nesiller için daha sağlıklı bir dünyaya doğru ilerleme anlamına geldiğine inanıyoruz. Bu, toplumun, çevrenin ve ekonominin ihtiyaçlarının dengelenmesi anlamına gelir. Bu kapsamda ABB 2030 sürdürülebilirlik hedeflerini açıkladı.

ABB‘ye elektrikli araçların gelişimine sağladığı katkı ve çevreye karşı duyarlılığı; Emre Güler’e de değerli cevapları için teşekkür ediyoruz.

Exit mobile version