Akım Savaşları’ndan kazanan taraf olarak ayrılan alternatif akım, günümüzde de yaygın olarak kullanılmakta ve evlerimizdeki prizlere kadar ulaşmaktadır. Peki, alternatif akıma ait olan kavramlardan nötr ve faz nedir ? Üç faz (trifaze) ve tek faz (monofaze) Arasındaki fark nedir ? Elektrikli sistemlerde güvenlik amaçlı yapılması zorunlu olan topraklama nedir? Toprak nedir? Topraklama ölçümü nasıl yapılır ? Bu kısımların kabloları hangi renkler ile gösterilmektedir? Hepsini ve daha fazlasını sizler için en basit halinden en detaylı haline ayrıntılarıyla açıkladık.
Enerji, her zaman yüksek potansiyelden düşük potansiyele akma eğilimindedir. Örneğin, yüksekte bulunan bir paraşütçünün yükseklik potansiyel enerjisi, kendisinden aşağıdaki birine göre daha büyüktür. Paraşütçü, atlamasını gerçekleştirdiğinde potansiyel enerjisi hızla azalır. Diğer bir deyişle paraşütçü, yüksek potansiyelden -yüksekten- düşük potansiyele -aşağıya- düşecektir, akacaktır. Elektrik akımında da bu durum aynıdır. Örneğin; bir pili elimize aldığımızda göreceğimiz uçlar artı ve eksi kutuplarıdır.
Pilin artı kutbu pilin içerisinde gerçekleşen kimyasal reaksiyon neticesinde potansiyeli yüksek, eksi kutbu ise yine aynı reaksiyon neticesinde potansiyeli düşük uç olmaktadır. ‘Dağın zirvesi artı kutup, aşağısı ise eksi kutuptur’ benzetmesini yaparak anlamaya çalışabiliriz. Bir pile yük bağladığımızda potansiyeli yüksek olan artı kutuptan çıkan akım, potansiyeli düşük olan eksi kutba doğru akar –Tıpkı paraşütçünün düşük potansiyele düşmesi gibi- .
Şimdi de asıl konumuz olan alternatif akıma gelelim. Alternatif akımda durum biraz farklı gerçekleşir. Doğru akımdan farklı olarak alternatif akımda artı ve eksi kutup değil, faz adı verilen enerjinin bulunduğu uç ve nötr adı verilen yüksüz uç bulunur.
Enerjinin bulunduğu faz, doğru akımdaki artı kutup gibi sabit pozitif değer almaz, periyodik olarak sürekli değişen artı ve eksi değerler alır. Faz, artı değerlik aldığında potansiyeli yüksek olan uç olur ve nötr, yüksüz olduğu için akım fazdan nötre doğru akar. Faz eksi değerlik aldığında ise potansiyeli yüksek olan uç nötr olur ve akım nötrden faza akar. Bu yüzden alternatif akıma yönsüz akım veya çift yönlü akım da denir çünkü, bahsettiğimiz üzere iki yönde akar. Ancak dikkat edilirse her iki koşulda da akış, yüksek potansiyelden düşük potansiyele olmakta ve başta söylediğimiz kuralı bozmamaktadır.
Vücudumuzdan akma riski bulunan bir akımın yönünü direkt toprağa akacak şekilde değiştirip bizi korumak, elektrik sistemlerinin ve teçhizatın güvenliğini sağlamak ve bazı sistemlerin çalışması için yapılması gereken, iletken bir hattın ucunun toprağa bağlanması işlemine topraklama adı verilir.
En sade şekliyle nötr nedir ? Faz nedir ? Topraklama ve toprak hattı nedir ? sorularının cevapları hakkında bilgi sahibi olduk. Şimdi ise biraz daha konunun içerisine girip bu kavramların tam olarak ne anlama geldiklerinden bahsederek mantığını anlamaya çalışmak daha yerinde olacaktır.
Faz Nedir ?
Faz, ilk kısımda bahsettiğimiz gibi alternatif akım sistemlerinde enerjiyi bulunduran uçtur. Peki bu enerji nereden, nasıl gelmektedir? Sorusunun cevabını bilmemiz, bizi tam anlamıyla faz nedir ? Sorusunun cevabına götürecektir. Bu bağlamda bu enerjinin çıkış noktası olan alternatif akım üreteçlerini (alternatör) ve nasıl üretim yaptıklarını inceleyelim.
Rüzgâr gülleri, alternatif akım üreteçlerine verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Rüzgâr tarafından döndürülen kanatların hareketinin devri, içerideki aktarma organları tarafından yükseltildikten sonra yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi arka kısımdaki alternatöre aktarılır ve alternatör elektrik üretmeye başlar. Peki, bunu nasıl yapar ?
Faraday Yasası’na göre bir iletken tele değişken manyetik alan etki etmesi sonucunda telde akım meydana gelir. Bu olaya indüksiyon adı verilir. Yukarıda bulunan GIF’de bu yasaya göre elektrik üretimi yapan ve üç faz çıkış veren bir alternatörün içini ve nasıl üretim yaptığını görmekteyiz.
Alternatör, stator adı verilen bobinlerin bulunduğu sabit bölüm ve rotor adı verilen mıknatısların bulunduğu dönen bölüm olmak üzere iki bölümden oluşur. Rüzgâr güllerinden örnek verdiğimiz için burada rotor, aktarma organları ile rüzgâr gülünün kanatlarına bağlıdır. Anlaşılacağı üzere kanatlar döndükçe rotor da döner ve statorda bulunan üç farklı bobin grubunun her birinde indüksiyon akımı meydana gelir, indüklenme sonucu elektrik üretilmiş olur.
Mıknatısın bir kutbu, bobine yaklaştığında bobinin tellerine düşen manyetik alanın miktarı değiştiğinden o bobinde akım meydana gelmeye başlar, mıknatıs bobin ile en yakın mesafeye geldiğinde maksimum değere ulaşır, uzaklaştığında ise azalır. Peşinden mıknatısın diğer kutbu bobine yaklaşır ve bu sefer öncekinin zıttı yönde akım oluşacak şekilde aynı süreç yaşanır. Bu şekilde alternatif akım spesifik bir dalga şekliyle üretilmiş olur. Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi meydana gelen bu dalga türüne sinüzoidal dalga (sinüs dalga) adı verilir. Akımın eksenin pozitif kısmında değer aldığı bölgeye pozitif alternans, eksenin negatif kısmında değer aldığı bölgeye de negatif alternans adı verilir.
Bir rüzgâr gülünün alternatöründe üç adet bobin grubu bulunur. Bu üç farklı bobin grubu, birbirleriyle 120° derece açı yapacak şekilde yerleştirilmişlerdir. Dolayısıyla bu alternatörlerin üç adet çıkışı vardır. Faz nedir ? sorusunun cevabı işte buradadır. Aralarında açı farkı bulunan bu üç çıkışın her birine faz denir.
İndüklenme sonucu akım oluşturan üç grup bobinin çıkışlarının her biri olan faz, üretimi sırasında pozitif alternansta bulunduğu sırada değeri pozitif olduğundan akım, fazdan nötre -yüksüz uç- , negatif alternansta bulunduğunda değeri negatif olacağından nötrden faza akar. Yani başta da bahsettiğimiz gibi alternatif akımın yönsüz (iki yönlü) olmasının sebebi, görüldüğü üzere sinüzoidal dalga formunda üretilmesi ve bundan ötürü pozitif ve negatif eksenin ikisinde de değer almasıdır.
Aklımızda hiçbir soru işareti kalmaması adına bir durumdan bahsedelim. Akım ya nötrden faza ya da fazdan nötre akar demiştik. Peki, yukarıdaki grafikte de görüldüğü üzere fazın periyodunda, potansiyelinin 0 V olduğu anlar bulunmaktadır. Bu anlarda -nötr de 0 V olduğuna göre- ne olur ? Cevap: Devreden akım geçmez. Bu durumu mesela bir ampul üzerinden düşünürsek ampulün söneceği anlamına gelir ki doğrudur. Şöyle ki, Türkiye’de üretilen ve dağıtılan elektriğin frekansı 50Hz’dir yani elektrik, saniyede 50 periyot ilerler. Grafiğe tekrar bakarak sinüs dalgasının bir periyodunu da açıklayacak olursak potansiyel, periyodun başında sıfır değerindedir. Pozitif alternansta gitgide artar, maksimum seviyesine ulaşır ve yine aynı şekilde sıfıra gelir. Sonrasında bu süreç eksi alternansta zıttı şekilde gerçekleşir. Her alternansta ampul aslında bir kere yanar ve söner. Buradan her periyotta ampulün 2 kere yanıp 2 kere söndüğü sonucuna rahatlıkla varabiliriz. Bir periyotta 2 kere yanıp sönüyorsa basit matematikle 50Hz frekansında saniyede 100 kere yanar ve 100 kere söner. Ancak insan gözü saniyede 20’den fazlasını algılayamadığı için bizler ampulün aslında saniyede 100 kere yaptığı bu yanıp sönme işlemini fark edemiyoruz.
Nötr Nedir ?
Elektriğin akabilmesi için iki nokta arasında potansiyel fark olması gerektiğine değinmiştik. Peki, faz haricinde potansiyel farkın oluşmasını sağlayan diğer uç nedir? Tahmin edileceği üzere nötrdür. Nötr, yıldız noktasına ve toprağa bağlı olduğu için yüksüzdür (potansiyeli sıfır volt olarak kabul edilir) ve nötr sayesinde fazın değeri pozitif de olsa negatif de olsa potansiyel fark oluşur, devreden akım geçer.
Yukarıdaki şekilde bulunan grafik, üç adet faz çıkışına ait sinüzoidal dalga grafiğidir. Üç faz olacak şekilde üretilen dalgaların vektörel toplamı, alternatörün içerisindeki bobinler arasındaki açı 120° derece olacak şekilde ayarlandığı için sıfırdır. Bunu iki farklı şekilde ispat etmek gerekirse ilk olarak, grafikte herhangi bir noktadan X eksenine dik bir doğru çizersek üç dalganın o noktadaki değerleri toplamının sıfır olduğunu görebiliriz. Yani üç fazın birleşimi aslında 0V’a eşittir. İkinci olarak, aralarında 120° derece açı olacak şekilde birbirine bağlanmış üç adet doğru parçasının (bahsettiğimiz doğru parçaları burada birbirine 120° derece açıyla bağlanmış bobinler) vektörel toplamını düşünecek olursak yine sıfıra eşit olacaktır.
Dağıtım trafolarında, bahsettiğimiz üç adet fazın birbirine bağlanması olayının gerçekleştirildiği bir nokta bulunur. Buna yıldız noktası adı verilir. Yukarıda soldaki şekilde gösterilen N noktası, yıldız noktasıdır. R, S ve T ise fazları temsil etmektedir. Nötr, dalgaların birbirini sönümlendirmesi sonucu 0 V gerilime sahip olan N noktasından yani yıldız noktasından çekilen hatta verilen isimdir.
Monofaze (Tek Faz) ve Trifaze (Üç Faz) Nedir ?
Rüzgâr gülleri veya diğer alternatif akım üreteçleri aracılığıyla üretim yapan tesislerde üretilen üç faz elektrik, çeşitli yükseltme ve alçaltma noktalarından geçerek binalara kadar gelir. Binalara veya bazı iş yerlerine giren üç faz, genellikle her faz eşit sayıda daireye düşecek ve her daireye bir faz girecek şekilde paylaştırılır. Evlerimizdeki prizlerde de bulunan tek faz ve nötr çıkışları aracılığıyla devre oluşturulmasına dayanan bu yapı, monofaze (tek fazlı) sistem olarak adlandırılır. Ülkemiz üzerinden konuşacak olursak 220V potansiyeline sahip ve 50Hz frekansında üretilen monofaze elektrik, genellikle ev ortamında kullanılabilecek endüstriyel olmayan, ufak çaplı gerilimler ile çalışırken kullanılır. 220V olmasının sebebi faz ve nötr arasındaki potansiyel farkın bu değere eşit olmasıdır.
Büyük motorlar, ısıtıcılar kullanılan yerlere ve diğer sanayi tipi iş yerlerine gelen fazlar, apartmanlarda yapıldığı gibi paylaştırılmaz. Üç faz da aynı çıkışa, prize verilir. Çalışması için üç faza aynı anda ihtiyaç duyan yükleri beslemek için oluşturulan bu sistem, trifaze (üç fazlı) sistem olarak adlandırılır.
Trifaze sistemler, çalışmak için üç fazın üçüne de ihtiyaç duyan yükler tarafından kullanılır. Bu şekilde çalışan örneğin, üç fazlı motorlarda nötr hattına ihtiyaç duyulmaz.
Bir devreden geçen akımın değeri -devrenin tamamlanmış ve çalışıyor olması halinde- akımın yüke girdiği hat üzerinde ölçüldüğünde de yükten çıktıktan sonra dönüş yolunda kullandığı hat üzerinde ölçüldüğünde de eşittir, aynıdır. Tek fark, kimi hat veya hatlarda akımın yönü şebekeden yüke olurken kimilerinde ise yükten şebekeye olmasıdır.
Alternatif akıma ait sinüs dalga grafiğine hatırlama amaçlı tekrar bakacak olursak; alternatif akımın pozitif ve negatif değer aldığı bölgeler bulunmaktadır ve üç fazlı sistemlerin grafiğinden de anlaşılacağı üzere üç faza ait akım değerlerinin toplamı sıfırdır. Başka bir deyişle, aynı alternansta bulunan iki fazın akım değerlerinin toplamı, zıt alternanstaki fazın akım değeri ile eşit büyüklükte fakat tersi yönde olmaktadır. Bu bilgiler eşliğinde yukarıda bulunan üç faz ile çalışan motorun içinden geçen akımın, akış sürecinden bahsedecek olursak, temsili gösterimde, siyah renkteki hattan geçen akım şebekeden motora gelmekte olan pozitif alternansta bulunan faza ait akımdır. Ancak, kırmızı-lacivert renkte gösterilen akım, motordan şebekeye giden, negatif alternansta bulunan fazlara ait akımlardır. Yani, siyah fazdan gelen akım ile kırmızı-lacivert fazlarından gelen akımlar birbirine eş büyüklüktedir fakat zıt alternanslarda, ters yönde bulunmaktadırlar. Bir yükün üzerinden akım geçirerek bir devreyi tamamlaması yani çalışması için şebekeden akımın motora gelmesi, motordan çıkan akımın da tekrar şebekeye dönmesi gerektiği için, burada da bu zıt yönlü akımlar sayesine bahsi geçen koşul sağlandığı için örnek özelinde bu motorda ve üç fazlı diğer sistemlerde nötr hattına gereksinim olmaksızın yük, çalışır.
Ek olarak, siyah renk ile temsil edilen hattan I akımı girer, kırmızı – lacivert hatlarının her birinden I/2 akımı -toplamda yine I akımı- çıkar. Akımın girişi de çıkışı da fazlar üzerinden bu şekilde sağlanmış olur dolayısıyla üç fazlı sistemler nötr hattına gereksinim duymaksızın devresini tamamlar. Bu mantığa uygun yükler ile kullanılabilir.
Üç fazlı sistemlerde tek fazlı sisteme kıyasla bağlantı şekli dışında farklı olan diğer bir şey ise trifaze sistemlerin -ülkemiz için- 380V olmasıdır. Bunun sebebi ise faz-faz arasının 380 V olmasıdır. Düşünüldüğü zaman tek faz 220 V ise iki faz arası 440 V olur gibi bir çıkarım yapma hatasına düşebiliriz. Unutmamamız gereken nokta, alternatörlerde fazların arasında 120° derece fark olduğundan bu işlemi vektörel olarak yapmalıyız. Kosinüs Teoremi kullanarak bu işlemi yapacak olursak:
- A2 = B2+ C2 – 2.A.B.cos(x)
- A2 = 2202 + 2202 – 2.220.220.cos(120)
- A2 = 145200
- A = ~380 V olarak bulunur.
Toprak, Topraklama Nedir ?
Toprak; yıldırım, şimşek gibi doğa olayları ve canlılarla temas kurması sayesinde -direnci zeminden zemine değişebilmekle birlikte- iletkendir. Aynı zamanda elektriksel olarak yüksüz olan bir referanstır. Diğer gerilimler toprağı referans alarak ifade edilir ve toprağın gerilimi her zaman 0 volt olarak kabul edilir.
Bazı durumlarda kullanılan elektrikli cihazların elektrik bulunmaması gereken iletken yüzeylerinde arızadan ötürü elektrik olabilir, o bölgeye faz değmiş, dolayısıyla bölgeyi elektriklendirmiş olabilir. Biz de bu sırada o bölgeye temas ediyorsak akıma kapılırız. Bu durumun sebebi aslında bizim yere basarken dolaylı olarak toprağa da temas ediyor olmamızdır. Toprağın en büyük iletken kitle olması ve hep nötr (sıfır volt) olması, fazı elleyerek toprağa değen kişiyi, faz ile toprak arasında var olan potansiyel fark neticesinde oluşacak kısa devre akımının akmasını sağlayan bir devre yolunun parçası haline getirir. Örneğin, kontrol kalemini prize değdirdiğimizde ışığın yalnızca biz elimizi kontrol kaleminin arka ucundaki iletken bölgeye dokundurduğumuz zaman yanmasının sebebi de aynı durumla açıklanmaktadır. Faza kontrol kalemi aracılığı ile dokunmamız halinde akım, dolaylı olarak toprağa basan bizim üzerimizden ve kontrol kaleminden geçer .
Kontrol kaleminin içerisindeki düzenek bizim zarar görmeden akımı toprağa iletmemizi sağlar ancak bir kaçak durumunda elektriklenen bölgeye dokunmamız halinde bu düzenek olmayacağından zarar görmemiz muhtemeldir. Alternatif akımın insan vücudundan geçmesi sonucunda vücutta kolayca hasar bırakabileceği hatta öldürebileceği için elektrikle temas, büyük risk oluşturur. Bu durumun güvenliğini sağlamak adına toprağa direkt bağlanan iletkenler aracılığıyla düzenek oluşturulması işlemine topraklama, oluşturulan düzeneğe de toprak hattı adı verilir.
İnsanı, teçhizatı korumak ve bazı sistemlerin çalışması için yapılan; koruma, işletme ve fonksiyon topraklaması olmak üzere üç çeşit topraklama türü bulunmaktadır. “Topraklama nedir ve çeşitleri nelerdir ?“ adlı yazımıza göz atarak topraklama çeşitleri hakkında daha detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.
Topraklama Ölçümü Nedir, Nasıl Yapılır ?
Peki, elektrik bize ne yapıyor da biz örneğin can sağlığımızı korumak için bunca güvenlik önlemi alıyoruz ? Elektrik akımı insan vücudu üzerinden geçtiğinde, sinir yolu ile adalelerin kasılmasına yol açar. Belli bir akım şiddetinden sonra ise elektrik akımına kapılan kişi bu kasılmalar neticesinde kaslarını kontrol edemez hale gelir ve örneğin kaçak olan bir cihazı tutuyorsa bunu bırakamaz.
Elektrik akımının en zararlı etkisi, kalp kasları üzerinde oluşturduğu düzensizliktir. Kalp, kaslarını çalıştırmak için gerekli sinyali, elektriği kendisi üretir ve bunu belli bir düzen içerisinde belli bir periyotta yapar. Kaslarını kasarak odacıklarındaki kanın hareketini sağlar ve vücuda o kanı pompalar. Bir hata akımı kalp üzerinden geçerse vücudun diğer adaleleri gibi kalp adaleleri de kasılır ve artık düzenli çalışamaz, anlamsız atışlar yapar hale gelir. Bu duruma fibrilasyon denir. Bu uzun süre devam ederse kalp zarar görür ve kalp ölümü gerçekleşir. Bunun ölümle sonuçlanıp sonuçlanmaması dediğimiz gibi geçen akıma ne kadar maruz kalındığına ve kalbin periyodunun hassas bölgesinden geçip geçmediğine bağlıdır.
Kalp ölümü haricinde elektrik çarpması durumunda oluşabilecek durumlar : Solunumun durması, elektrik yanıkları, kalp ritim bozukluğu, isteksiz kas tepkisi ve kasların kilitlenmesi olarak sıralayabiliriz.
Bu kadar ciddi sonuçlar doğurabilen elektriği kullanmak da ayrı bir özen ve dikkat gerektirir. Aynı zamanda işi şansa da bırakmayıp gerekli güvenlik önlemlerini almak gereklidir. Bu güvenlik önlemlerinden biri olan topraklama sistemi için gerekli olçümleri yapmak, düzgün çalışan bir topraklama sistemine sahip olmak için hayati önem taşımaktadır.
Akımın akmak için insan vücudunu değil de toprağı tercih etmesini sağlamak için ona daha kolay, daha az zorluk içeren bir yol sunmalıyız ki dokunan canlıya yani bizlere zarar vermesin. Bunun çözümü ise biliyoruz ki bir topraklama hattı kurmaktır. Yani, topraklamanın amacı kabaca, kaçak akımın insan üstünden akmayıp bu hat aracılığı ile direkt toprağa akmasını sağlamaktır.
Her maddenin (süper iletkenler hariç) sahip olduğu gibi toprak da bir dirence sahiptir ve bu direnç bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. Bundan ötürü topraklama yapmadan toprağın direnci ölçülmeli ve toprağın direncinin bir hat oluşturmaya uygun değerde olup olmadığının kontrolü sağlanmalıdır. Bu kontrol, sağlıklı bir topraklama sistemi kurabilmek için büyük önem arz etmektedir.
Toprak Direncini Etkileyen Faktörler
- Toprağın yapısı
- Topraktaki bitkisel yapılar
- Topraktağın nem miktarı
- Metalik olmayan boru veya kanalların yer altına döşenmiş olması olarak sıralanabilir.
Peki, Bu Bahsettiğimiz Topraklama Ölçümü Nasıl Yapılır ?
Topraklama ölçümü toprak megeri adı verilen, dijital veya analog olarak üretilen üç problu cihazlar tarafından yapılmaktadır. Toprak megeriyle yapılan ölçümlerin teoriksel mantığını ve hesaplarını 1915 yılında Dr. Frank Wenner yapmıştır.
Yaygın olarak piyasada bulunan tipteki megerler üç adet elektroda sahiptir : Toprak elektrodu (E), Akım elektrodu (C) ve Potansiyel elektrodu (P).
Toprak megerinin üç probu, aralarında 5 ila 10 metre olacak şekilde biri topraklama elektroduna (demirine), diğer ikisi ise toprağa bu işlem için çakılmış kazıklara bağlanır. Megerin buradaki görevi ise E ve C elektrotlarına sabit akım uygulayarak E ile P arasında potansiyel fark elde edilmesini sağlamasıdır. Potansiyel fark / akım hesabının yapılması ile de toprağın direnci hakkındaki sayısal değeri elde etmiş oluruz.
Ölçülen değerlerin, bize o yerde güvenli bir topraklama hattı kurabileceğimiz çıkarımını yapabilmemiz adına 5 ila 10 Ohm arasında olması gerekmektedir. Bu değer bina ve tesisler için ideal değerlerdir. Topraklama direncinin çok yüksek olduğu durumlarda ise direnç düşürücü bazı kimyasallar kullanmak, daha büyük elektrotlar kullanıp yüzey alanını artırmak veya oluşabilecek korozyonu gidermek bizim o bölgede güvenli topraklama yapabilmemize olanak sağlar.
Ölçülmesi gereken bir diğer değer ise nötr-toprak arası gerilimidir. Bu değerin 1.5V sınırında olması gerekmektedir. Örneğin; nötr-toprak arasındaki potansiyel fark 1.2V ise ancak bu değer 0V ila 1.2V arasında değişiyorsa tehlikelidir. Çünkü kararsız olan bu potansiyel fark değeri her türlü tehlikeye açıktır. Toleransın bu tür hareketlerde ± 0.2V olmalıdır. Nötr-toprak arası gerilim AC 0V veya 0V’a çok yakın ise bu da şüphe duyulması gereken bir durumdur. Zira bunun sebebi nötr-toprak hattının sıfırlama yapmış olmasından kaynaklanıyor olabilir. Nötrün topraklamasının (işletme topraklaması) bina topraklama hattı ile aynı olmaması ve bu iki topraklamanın yapıldığı yerler arasında en az 20 metre bulunması önemlidir.
Elektriğin ölümcül etkisi göz önüne alınarak gerekli güvenlik önlemlerinin alınması (topraklama) 2001 yılında Resmi Gazetede yayımlanan bir yönetmelikle zorunlu hale getirilmiştir. İş yerleri vb. tesislerde ise bu hatların belli periyotlarla kontrolünün yapılması da aynı şekilde gereklidir.
Elektrik Kablolarının Renkleri Ne İfade Eder ?
Elektrik tesisatında herhangi bir priz veya buat açtığımızda farklı renklerde kablolarla karşılaşırız. Bu kabloların her bir rengi, kafa karışıklığı oluşmaması ve kafa karışıklığından doğacak bir kısa devre veya yanlış bağlama yapılmaması için spesifik bir hat için kullanılırlar. Yani kablonun rengi, kablonun tesisattaki işlevini tanımlar.
Elektrik kablosu üreten birçok marka bulunmaktadır ancak belirli bir işlevi olan kabloların renkleri her markanın ürettiği kablolar için sabittir, öyle olmalıdır. AC akım için üretilen kabloların renkleri de işlevine göre farklılık gösterir.
Siyah veya kahverengi kablo : Bu kablo rengi faz iletkenini tesisattaki anahtarlara veya prizlere aktarmak için kullanılır.
Mavi kablo : Bu renk kablolar nötr hattını taşımak ve dağıtmak için kullanılır.
Sarı – Yeşil kablo : Bu kablo rengi ise topraklama için kullanılan en yaygın renktir. Topraklama kablosunu topraklama hattı harici başka bir amaçla kullanmamak gerekir.
Bu söylediğimiz renklerin dışında üç fazlı sistemlerde her bir fazı belirtmek için de sırasıyla, L1-R kahverengi, L2-S siyah ve L3-T için de gri kablo kullanılır.
“Güç kalitesi” kategorisindeki “Nobel ödüllü yarı iletken: Transistör” ve “Sistemlere hareket veren enerji dönüştürücüleri: Elektrik Motorları” isimli makalelerimize göz atabilirsiniz.
Kaynaklar:
- https://www.elektrikport.com/teknik-kutuphane/topraklama-direnci-nedir-topraklama-olcumu-nasil-yapilir/11413#ad-image-0
- https://www.elektrikport.com/teknik-kutuphane/notr-ile-toprak-arasindaki-fark/21987#ad-image-0
- https://www.uni-t.com.tr/Meger-Cihaziyla-Toprak-iletkenlik-Deger-Kontrolu#:~:text=Toprak%20iletkendir.,yine%20topra%C4%9F%C4%B1n%20iletken%20olmas%C4%B1n%C4%B1%20sa%C4%9Flamaktad%C4%B1r
- https://www.youtube.com/watch?v=B-oGiDoy-g8&t=622s
- https://www.youtube.com/watch?v=GAEX9cPDv6g
- https://www.youtube.com/watch?v=B-oGiDoy-g8&t=565s
- https://www.elektrikrehberiniz.com/topraklama/bina-topraklamasi-nasil-yapilir-730/
- https://www.emo.org.tr/ekler/aaa76178f8567e0_ek.pdf?tipi=35&turu=X&sube=0