İstanbul Resim ve Heykel Müzesi kültürel mimari yapısı, tarihi ve ABB Türkiye otomasyon teknolojisiyle tekrar resim ve heykel severler ile buluşuyor.
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Atatürk’ün emriyle Türkiye modern sanatının başlıca eserlerini korumak ve halk ile paylaşmak amacıyla 20 Eylül 1937’de kuruldu. 2005'te 9. İstanbul Bienali ve 2011'de 12.İstanbul Bienali'nin de gerçekleştirildiği 5 numaralı Antrepo binasında,hedeflere ulaştırılabilmesi için yapılan çalışmalar 8 yıldır devam ediyordu. Müze, 2020 baharında tasarımı Emre AROLAT'a ait olan yeni binasının kapılarını resim ve heykel severlere açtı.
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, iki kıtanın birleşiminde yer alıyor ve ayrıca iki çağı da birleştiriyor. Bu özel yer, yüzyılı aşkın zamana yayılan sanat eserlerini içeren tarihi bir saray durumunda. Yeni bina ile 21.yüzyıla sanat yoluyla, Türkiye’nin hikayesi anlatılmakta.
Dünyaca ünlü bu projenin arkasındaki isim Emre AROLAT MİMARLIK (EAA)’tır. Emre AROLAT, Türk kültürüne dair derin bir anlayışa ve antik ile moderni birleştirebilecek yeteneğe sahip değerli ve bir o kadar yetenekli bir mimardır.
Emre AROLAT bu yapı hakkında şöyle söylüyor:
” Yakın zamana kadar Türkiye’deki müzeler steril, dostça olmayan, elitist yerler olarak düşünülüyordu ancak son zamanlarda daha açık ve erişilebilir yerler haline geldi.”
Yeni müze, şehrin liman bölgesinde terk edilmiş bir antrepoya yerleşti. “Antrepo 5” halkın giremediği tarihi, izole edilmiş bir bölgeydi ve artık herkesin erişebileceği bir kültür merkezi haline geldi.
Emre AROLAT’ın ekibi eski tarihi binanın temel beton iskeletini ortaya çıkararak duvarları sıyırdı ve bu iskelet gizlenerek görünür bir yapı haline getirildi. Rampalar ve köprüler ile birleşen konteynır ağını bir arada tutmak için kullanıldı.
Açık tam yükseklikte bir atriyum ve şeffaf cephe, içeride ve dışarıda her şeyi bir araya getiriyor. Hava karardığında, filtrelenmiş ışıklar beton panellerden yansıyor, yapıyı kırmızı bir şölene çeviriyor.
Birbirinden değerli 15.000 sanat eseri küratöryel bir yaklaşım ile kategorize edildi ve konteynırlarda toplandı.
Bunun yanı sıra, ABB Türkiye bu aydınlatmanın çalışması için eksiksiz bir otomasyon teknoloji paketi kurdu. Kurulan sistem, ortam koşullarını ve yakındaki nesneleri algılayarak, doğru bir aydınlatma seviyesi veriyor. Sistem, KNX platformu tarafından desteklenmekte. Bir DALI ağ geçidi filosu kullanarak iletişim kurabilir ve bir bilgisayar tarafından kolayca kontrol edilebilirdir.
ABB Türkiye Genel Müdürü Burhan GÜNDEM konu ile ilgili olarak, Emre AROLAT ve ekibi aydınlatma ve renklerin göz alıcı tasarımıyla eski bir antrepo binasını yeni baştan yaratarak şehrimizin simgesel bir mekâna daha kavuşmasına imkân tanımış, dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bu dönüşüm, mimarların yaşadığımız şehirlerin kimlikleri üzerinde oynadığı rolün önemi de açıkça ortaya koyuyor. Adeta kendisi bir sanat eseri gibi dikkat çeken yeni İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ederim.”
ABB Türkiye Başkan Yardımcısı & Finans Direktörü Başar VURAL ise şu yorumda bulundu.
“Eski bir antrepo binası olan yeni İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin inşası 6 yıl sürdü ancak buna değişmiş görünüyor. Tarihin, kültürün ve sanatın keyifle iç içe geçtiği bu yapının hikayesini izleyebileceğiniz ABB Frozen serisinin 9.suna bir göz atın derim.”
ABB Frozen Music Bölüm #9 İstanbul Resim ve Heykel Müzesi:
Bu müze İstanbul için olağanüstü bir fark yaratacak ve geçmişi keşfetmek için güçlü bir araç olacak. İstanbul sakinleri, şehrin tarihsel dokusunun kültürleriyle harmanlanan kokusunu hissederek burada şehir ile daha fazla iletişim kurma imkanı sağlayacak.
Kaynaklar:
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0stanbul_Resim_ve_Heykel_M%C3%BCzesi
https://emrearolat.com/
https://bienal.iksv.org/tr/bienal-mekanlar/resim-ve-heykel-muzesi