Pandemi döneminde elektriğe erişemeyen insan sayısı arttı

Son 10 yılda, küresel nüfusun büyük bir kısmı her zamankinden daha fazla elektriğe erişim sağlarken, Sahra altı Afrika’da ise elektriğe ulaşamayan insan sayısı arttı.

SDG-7’yi İzleme: Enerji İlerleme Raporu-2021, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlandı. Rapora göre, elektriğe erişemeyen ülkelerdeki bu sorun çözülmedikçe dünya, 2030 yılına kadar uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye evrensel erişimi sağlama konusunda yetersiz kalacak.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nde 2010’dan bu yana önemli ilerlemeler kaydedildi, ancak ilerlemede bölgeler arasında eşitsizlik yaşandı. Son 10 yılda küresel olarak 1 milyardan fazla insan elektriğe erişirken, korona virüsün finansal etkisi, çoğunluğu Afrika’da bulunan 30 milyondan fazla insan için temel elektrik hizmetlerini karşılanamaz hale getirdi.

Nijerya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Etiyopya en büyük elektrik erişim açığına sahip üç ülke olarak kaydedildi. Küresel olarak elektriğe erişimi olmayan insan sayısı 2010’da 1,2 milyar iken, 2019’da 759 milyona geriledi.

Özellikle merkezi olmayan yenilenebilir tabanlı çözümler yoluyla elektrifikasyon hız kazandı. Mini şebekelere bağlı insan sayısı 2010 ve 2019 yılları arasında ikiye katlanarak 5 milyondan 11 milyona çıktı. Bununla birlikte, 2030’da çoğu Sahra altı Afrika’da olmak üzere tahmini 660 milyon insanın hala elektriğe erişemeyeceği öngörülüyor.

Rapor, SDG 7’ye ulaşmak için boşlukları kapatmanın çeşitli yollarını inceliyor ve bunların başında, Kovid-19 krizi sırasında enerji sektörünün diğer bölümlerinden daha dayanıklı olduğu kanıtlanan yenilenebilir enerji kaynaklarını önemli ölçüde artırma hedefi yer alıyor.

Rapora göre yenilenebilir enerji, son 10 yılda benzeri görülmemiş bir büyüme kaydederken, küresel enerji tüketimi benzer oranda büyüdüğü için temiz enerjinin toplam nihai enerji tüketimindeki payı sabit kaldı. Yenilenebilir enerjinin elektrik sektöründe 2018’de yaklaşık yüzde 25’e ulaşırken, ısı ve ulaşım sektörlerindeki ilerleme çok daha yavaş oldu. 2018’de yenilenebilir enerji üretimindeki artışın üçte birinden fazlası, Çin’deki büyük güneş ve rüzgar enerjisi santralleri sayesinde gerçekleşti.

2018 yılında yenilenebilir enerjide ülke düzeyindeki en büyük ilerlemeler ise daha yüksek hidroelektrik üretimi nedeniyle İspanya’da gözlemlendi ve onu, biyoenerji ile Endonezya izledi.

Uzmanlara göre, yenilenebilir enerjinin payını SDG 7 hedefine uygun olarak artırmak için, yenilenebilir enerji alımını ölçeklendirilmesi ve tüm sektörlerdeki mevcut çabaların hızlandırılması gerekiyor. Raporda, tüm bölgelerde ilerlemenin hızlandırılması, daha güçlü siyasi taahhüt, uzun vadeli enerji planlaması ve sürdürülebilir enerji çözümlerinin daha hızlı alınmasını teşvik etmek için yeterli politika ve ölçek teşviklerine ihtiyaç olduğuna dikkat çekiliyor.

Temiz enerji yatırımları öncelikli olarak özel sektörden sağlanmaya devam etse de, kamu sektörü önemli bir finansman kaynağı olmaya devam ediyor.

Rapordaki en yeni göstergelerden biri olan, gelişmekte olan ülkelere yönelik uluslararası kamu finansmanı akışı; uluslararası finansal desteğin birkaç ülkede yoğunlaşmaya devam ettiğini ve en çok ihtiyaç duyan ülkelerin çoğunun bu finansmana ulaşamadığını gösteriyor.

Temiz ve yenilenebilir enerjiyi desteklemek için gelişmekte olan ülkelere sağlanan destek 2018’de 14 milyar dolara ulaştı ve bu rakamın sadece yüzde 20’si SDG 7 hedeflerine ulaşmaktan en uzak olan, en az gelişmiş ülkelere ulaştı.

Uzmanlara göre önümüzdeki yıllarda “kimseyi geride bırakmamaya” daha fazla önem gösterilmesi gerekiyor.

Kaynak: news.un.org

Exit mobile version