Blockchain ile enerji ticareti mümkün mü?

Elon Musk'ın kurucusu olduğu Tesla'nın 1.5 MUSD değerindeki blockchain yatırımı sonrası gündemde ciddi anlamda yer edinen, değeri rekor kıran ve geleceğine dair bir çok spekülasyon oluşan blockchain artık hayatımızda. Peki, evlerimizde kullandığımız enerjinin ticaretinde kullanılabilir mi? Tüketici olarak evimize gelen elektrik faturasını blockchain ile ödememiz mümkün mü? gibi sorular üzerine düşündük ve çok da uzak olmayan bu sorular hakkında enerji360 olarak görüşlerimizi derledik. 

2030 yılını düşünelim, kendi fotovoltaik sistemi ve batarya saklama alanına sahip bir ev sahibi olan Ali, elektrik faturasını kontrol ediyor. Komşusu Ahmet, bugün Ali'nin evinin çatısından 12kWh güneş enerjisi satın aldı. Birkaç blok ötedeki Ayşe Hanım, Ali’nin sisteminden 5kWh güneş enerjisi tüketti. Her iki işlemi de Ali, sisteminin  çevrimiçi portalında görüyor. İşlemler blockchain üzerinden kaydediliyor ve karşılığı olan bedel hemen Ali'nin banka hesabına yatırılıyor.

Bu enerji işlemleri her saniyede binlerce kez gerçekleşiyor ve dünya çapında sayısız tek bilgisayara sürekli ve kesintisiz olarak blockchain üzerinden kaydediliyor. Her küçük Blockchain sistemi merkezi olmayan, organize edilmiş bir veritabanıdır. Tüm işlemleri depolayan bir ana sunucu artık 2030’da gerekli değil. Ağdaki tüm bilgisayarlar Ahmet'in Ali'den 12kWh güneş enerjisi aldığı bilgisini depolar. Belli bir süre sonra, biriken tüm bilgiler bir blok halinde birleştirilir ve bir tür sağlama amaçlı toplam sağlanır. Bu sağlama toplamı bir sonraki bloğun verilerine dahil edilir. Bu, blokchain zincirini daha sonra meydana gelebilecek hatalara karşı çok güvenli bir hale getirir. Ağ üzerinde herhangi bir işlem daha sonradan tek bir bilgisayarda üzerinde değiştirilirse dahi, bu durum hemen göze çarpacaktır. Genel toplam yanlış çıkacağı için de hatalı olarak bilgisayar kolayca tespit edilerek düzeltme yapılabilecektir.

Geleceğin enerji arzı için, Blokchain anahtar teknoloji olarak görülmektedir. Milyonlarca bağımsız, temiz enerjinin üreticisini dijital olarak bağlar ve Ali'nin PV sistemi ile komşusu Ahmet ile arasındaki en küçük seviyedeki işlemleri dahi kaydeder. Sonunda, Ali kendi elektrik enerjisini üretir, tüketir ve kendisine ihtiyacı olmayan artı enerjiyi satabilir.

Elektrik enerjisi, giderek daha insan merkeziyetçi ve iklim dostu olarak üretilmektedir. Artık büyük enerji santralleri yerine, tüketilen yerde, örneğin fotovoltaik sistemlere sahip özel evlerde enerji üretimi yönünde bir trend mevcut. Bu bağımsız yeni nesil üreticiler, enerji sistemimiz üzerinde birçok açıdan olumlu bir etkiye sahip. Buralarda, elektrik direkt olarak üretilir ve tüketilir veya daha sonra kullanmak üzere bataryalarda saklanır. Bu durum, gelecekte sadece birkaç merkezin güç santraline ihtiyaç duyacağı anlamına gelmektedir.

Bununla birlikte, yenilenebilir enerjiye geçiş de kendi zorluklarına sahip. Nükleer veya kömürle çalışan bir enerji santrali, teorik olarak sürekli güce 24 saat boyunca ulaşabilir. Rüzgar ve güneş enerjisi, dış koşullardan etkilenir. Çok fazla güneş varsa, üretim performansı da buna bağlı olarak artacaktır. Gece ise, bu etki tamamen kaybolacaktır. Rüzgar enerjisi ise doğrudan hava koşullarına bağlıdır. Her ne kadar ilerleyen teknoloji sayesinde yenilenebilir enerji tesislerinin hangi şartlarda nerelere kurulacağı ve sonuç olarak ne kadar bir enerji üretileceği yüksek bir doğruluk oranı ile hesaplanabiliyor olsa da bireyler ve evlere uzanan dönüşüm için hala kafalarda soru işareti olduğu gözlenmektedir. Dolayısı ile enerji üretiminde tamamen bir dönüşüm hali ve dolayısıyla bağımsız üreticilerin büyük payı alması hâlâ birkaç yıl uzakta gibi görünüyor.

Ancak yukarıdaki resmin hızla etki alanını arttırdığı ve hiç de uzak olmayan bir gelecekte dağıtık sistemde enerji üretiminin yayıldığını görmeye başlayacağız. Ali Bey ve Ahmet Bey’in enerji ticaretini farklı isimlerle ilk olarak hangi yılda ve ülkede göreceğimiz ise merak konusu olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Exit mobile version