Yenilenebilir enerji kaynaklarından farklı olarak, fosil yakıtlara alternatif temiz bir yakıt hayal edin. Danimarka buna ulaşma yolunda önemli bir adım atıyor.
Danimarkalı enerji firması ORSTED, “yeşil” hidrojen üretmek için açık deniz rüzgar enerjisi kullanacağı bir projeyi hayata geçirecek. Bu yılın sonuna doğru ilk üretimine başlaması planlanan tesis Kopenhag’ın güneyinde, ORSTED’in Avedøre Elektrik Santrali’nde kurulacak.
İki adet 3,6 MW’lık türbinden enerji sağlanacak proje kapsamında üretilen hidrojen karayolu taşımacılığında kullanılacak. Orsted’in hidrojen faaliyetlerine başkanlık eden Anders Nordstrøm projeyi, “büyük ölçekli yenilenebilir hidrojen üretimine doğru küçük ama önemli bir adım” olarak tanımlıyor.
ORSTED ve ortakları, 2019 yılında Danimarka Enerji Ajansı’nın Enerji Teknolojisi Geliştirme Programı kapsamında yaklaşık 5,63 milyon dolarlık finansman desteği aldı.
ORSTED geçtiğimiz Kasım ayında da, BP’nin kuzeybatı Almanya’daki bir rafinerisinde büyük ölçekli bir yenilenebilir hidrojen projesi geliştirmek için işbirliği yapacağını duyurmuştu. Repsol ve Siemens Energy de son birkaç yılda yeşil hidrojen üretimiyle bağlantılı projelerde yer alan diğer firmalar arasında yer alıyor.
Hidrojen'in ''Yeşil''i Neden Kıymetli?
Yenilenebilir enerji kaynaklarından farklı olarak, fosil yakıtlara alternatif temiz bir yakıt düşleyin. Hava koşulları nasıl olursa olsun günün ve gecenin her anında kullanılabilen, hiçbir sera gazı kalıntısı bırakmayan, küresel sıcaklıkları artıran zararlı emisyonları kesin bir şekilde reddeden ve dünyanın iklim krizini çözmesine yardımcı olabilecek bir yakıt. Bizim için hayal olan bu durum bazı yerlerde bir gerçeklik, yeşil hidrojen olarak adlandırılan suyun elektrolize edilmesiyle elde edilen hidrojen insanlığın hayallerini gerçekleştirebilir.
Yeryüzünde doğal hidrojen birikimleri yoktur. Hidrojen, kimyasal bir işlemle diğer bileşenlerden ayrılır. Endüstriyel hidrojen, bugün doğal gazdan ve kömürden elde ediliyor. Hidrojenin üretiminde kullanılan malzemeye göre karbondioksit salınımı da gerçekleşiyor. Bu yüzden, doğal gazdan üretilen hidrojene gri hidrojen, kömürden üretilen hidrojene siyah hidrojen deniyor.
Mavi Hidrojen, üretim sırasında doğal gaz ve kömürden çıkan karbondioksitin yakalanmasıyla oluşan hidrojene verilen isimdir. Üretim sırasında oluşan CO2 atmosfere salınmadığı için nispeten kabul edilebilir bir konumda bulunuyor.
Hidrojen, suyun elektroliziyle de üretilebilir. Bu elektrik akımı yenilenebilir bir kaynak tarafından üretiliyorsa (bknz. Güneş Paneli veya Rüzgar Türbini), üretilen temiz hidrojen yeşil hidrojendir. Yenilenebilir kaynaklardan üretilen hidrojenin üretimi sırasında atmosfere hiçbir zararlı gaz salınmamış olur.
Peki Artıları ve Eksileri Nelerdir?
Bu enerji kaynağının bilmemiz gereken artıları ve eksileri var. Dilerseniz olumlu yönlerinden başlayalım:
- Sürdürülebilirlik: Yeşil hidrojen, yanma sırasında veya üretim sırasında kirletici gazlar yaymaz.
- Depolanabilme: Hidrojenin depolanması kolaydır, daha sonra başka amaçlar için ve üretiminden sonra kullanılmasına izin verir. Sıkıştırılmış hidrojen tankları uzun süre enerji depolayabilir ve ayrıca daha hafif oldukları için lityum iyon pillere göre kullanımı daha kolaydır.
- Çok Yönlü Olma: Elektriğe veya sentetik gaza dönüştürülebilir ve evsel, ticari, endüstriyel veya mobilite amaçlarıyla kullanılabilir.
- Taşınabilirlik: %20’ye varan oranlarda doğalgaz gibi taşınabilir ve var olan doğalgaz altyapısı ile taşınabilir. Bu yüzdeyi artırmak onları uyumlu hale getirmek için mevcut gaz altyapılarında farklı unsurların değiştirilmesini gerektirecektir.
Bununla birlikte, yatırımcıların göz önünde bulunduracağı olumsuz yönleri de mevcuttur:
- Yüksek Maliyet: Elektroliz yoluyla yeşil hidrojen üretmenin anahtarı olan yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin üretilmesi daha pahalıdır ve bu da hidrojenin elde edilmesini daha pahalı hale getirir.
- Yüksek Enerji Tüketimi: genel olarak hidrojen ve özellikle yeşil hidrojen üretimi, diğer yakıtlardan daha fazla enerji gerektirir.
- Güvenlik Konuları: Hidrojen oldukça uçucu ve yanıcı bir unsurdur ve bu nedenle sızıntı ve patlamaları önlemek için kapsamlı güvenlik önlemleri gereklidir.